Page 116 - Nevzat Bingöl - Suriye'nin Kimliksizleri: Kürtler
P. 116
madığımı söyleyince diğeri beni sorgulayan polise, ‘bırakın bu
soytarıyı gitsin’dedi. O an dünyamın karardığını düşündüm. Bu-
rada bir köpeğe verilen değerden daha az değerdeyiz. Suriye
bizim Türkiye’den geldiğimizi söylüyor, o zaman bizi Türkiye’ye
iade etsinler, kimliğimizi versinler Türkiye cumhuriyeti vatan-
daşı olarak yaşayalım. Kimliksiz yaşamak istemiyoruz. Biz
Kürdüz; ha Türkiye Kürdü ha Suriye Kürdü”.
“Arap kuşağı” mağduru Ömer
Adı Mustafa Ömer, 36 yaşında. Derik’e (Malikkiye) bağlı bir
köyde dünya’ya gelmiş, sekiz çocuklu bir ailenin üçüncü çocuğu.
Babası çiftçi olarak hayatını idame ettirirken 1974 yılında köy-
lerine “Arap kuşağı” projesiyle çok sayıda Arap ailenin yer-
leştirilmesi nedeniyle topraklarının ellerinden alındığını söylüyor.
Ömer, Kamışlı ve Kürtlerin yaşadığı diğer bölgelerde iş bula-
bildiğinde genellikle inşaat işlerinde çalışıyor. Onun hikâyesi de
diğerlerinkiyle benzerlik taşıyor:
“Kendimize ait topraklarımız vardı, azdı ama bize yetiyordu.
Ben daha çocuktum, benden büyük iki ağabeyim babama yardım
ediyorlardı. Ben de bazen evde onlara katılıyor, tarlayı ekerken
ya da biçerken onları izliyordum. Bir ara evde bir şeylerin doğru
gitmediğini hatırlıyorum. Babam, annem ve büyük ağabeyim
aralarında konuşurken ah vah edip topraklarının ellerinden gide-
ceğine dair konuşmalarını hayal meyal hatırlıyorum. Sonra bir
ara köye askerler gelip gitmeye başladı. Yeni komşularımız
olmuştu. Aralarında konuşurken onları anlamıyordum çünkü ben
o tarihe kadar Kürtçe dışında bir dil duymamıştım. Yeni komşu-
larımız Arap’tı.
Bir süre sonra önce Derik’e taşındık. Babam başkalarının iş-
lerinde çalışmaya başlamıştı. Okul zamanım gelmişti ama okula
gidemiyordum. Bazı arkadaşlarım okula giderken ben de
babamla birlikte bazen tarla işlerinde bazen de inşaatlara gidip
116