Page 114 - Nevzat Bingöl - Suriye'nin Kimliksizleri: Kürtler
P. 114

olduğunu bildirmiş. Bu nedenle de ecnebi olarak da kayıtlara
          geçememişler. Muhtardan verilen beyaz bir kâğıda varlığı ile
          anne ve babasının ismi yazılı.
            Kamışlı parkında Hüseyin hayatını anlatırken adeta bir film
          izler gibiydi, anlatırken bazen geriliyor, bazen de gülüyordu:
            “Annem ve babam 1963 sayımında kimlik kartları iptal et-
          tirilenlerden. Daha sonra ecnebi olarak kaydediliyorlar. Ben
          ailenin altıncı çocuğu olarak dünyaya geldiğimde nüfus idare-
          sine kaydetmek istemişler ancak görevli, aile nüfus kayıtlarının
          kaybolduğunu söylemiş. Benden önce doğan beş kardeşim ec-
          nebi, ben ve benden sonrakiler ise mektum olarak kaydedildik.
          Bu nedenle de sadece ilkokula kadar okuyabildim. O da okuma
          yazma öğrenebileyim diye.
            Babam ecnebi olduğu için herhangi bir iş yapamadı. Diğer
          mektum çoğunluğunun yaptığı gibi hamallıkla bizleri geçindirm-
          eye çalıştı. Ben ilkokulu bitirince babamla birlikte hamallık yap-
          maya başladım, bazı kardeşlerim de hamallık ve inşaat işçiliği
          gibi işler yapıyordu. Yaklaşık beş yıl önce biriktirdiğimiz paralarla
          çok eski model ancak yürüyebilen bir pikap aldık. Mektumlar
          adına herhangi bir menkul ya da gayrimenkul kaydedilmediği
          için pikabı güvendiğim bir Arap arkadaşım adına kaydettim,”
            “Peki ya bu arkadaşın bir gün aracın kendisine ait olduğunu
          söylerse” yönündeki soruma, “Benim kaybedecek bir şeyim yok.
          Ha cezaevinde kalmışım ha dışarıda. Arkadaşına, emanete ihanet
          edip aracımın üzerine yatmaya kalkarsa onu öldürürüm” diyor
          ve şöyle devam ediyor sözlerini:
            “Daha önce sırtımla taşıdığım eşyaları şimdi bu araçla taşıy-
          orum. İyi para kazanmaya başladım. Geçen yıl da 1966 model
          bir minibüs aldım. O minibüsü vatandaş olan öz amcam oğlunun
          adına kayıt ettik. Mektum iken köpekler gibi yaşıyordum, her
          gün akşama kadar sırtımda yük taşıyordum, sırtım hala o yük-
          lerin altında ezildiği gibi duruyor. O kadar yük taşıyordum ama
          “yok”tum, bazen yük ağır geliyordu. Taşırken hep kendi kendime
          söyleniyordum, madem yokum bu sırtımdaki yük nedir? Kamışlı

          114
   109   110   111   112   113   114   115   116   117   118   119